Yükleniyor...

E-Posta : info@bulentgurbuz.com.tr

BLOG DETAYLARI

Yaşam Koçluğu Nedir ve Tarihçesi

26.09.2022

“Koç (Coach)” kelimesi Fransızca kökenli eski bir kelimedir. Anlamı “insanları bir yerden diğerine taşıyan araç, araba”dır. 1500’lü yıllarda İngilizcede de benzer bir anlamda kullanılmaya başlanmıştır. 

Günümüzde kullanıldığı anlama yakın bir anlamda ilk kez 1840 yıllarında Oxford Üniversitesi’nde öğrencileri sınava hazırlayan özel öğretmenler için kullanılmaya başlanmıştır.

1889 ve sonrasında ise daha modern bir anlam içererek, sporcuları çalıştıran kişiler için kullanılmaya başlandı “koç” kelimesi. Koçluk terimi günümüzdeki anlamında ilk kez 1985 yılında Dr. Dick Borough tarafından kendi liderlik tarzını tanımlamak için kullanılmıştır

1988 yılında Forbes dergisinde çıkan “Sigmund Freud, Henry Ford’a Karşı” başlıklı makale koçluğun tanım olarak yerleşmesinde dönüm noktası olarak kabul edilir.

Koçluk başlangıcı belirli bir kuluçka, hazırlık dönemine ihtiyaç duymuş olsa da, başlangıcı ile hızlı bir ilerleme trendi göstermiş ve giderek yaygınlaşan, popüler bir meslek olmuştur. Koçluk 1880’lerde spor alanında kullanılmaya başlanmış bir tanımlamadır.

1974 senesinde W.T. Gallwey yazdığı “Tennis’in içindeki Oyun” adlı kitabı ile spor koçluğundan Werner Erhard ve sonrasında da Thomas Leonard’ın öğreticiliğini yaptıkları kişisel koçluğa majör geçiş gerçekleşmiştir. 

Gallwey’in kitabında kullandığı içindeki oyun terimi humanistik ve transpersonal psikoloji prensiplerinden köklendiğini ve içimizdeki rakibin dışımızdaki rakibimizi yenmekten çok daha kolay olduğunu anlatmaktadır.

Kitap kişisel performansa dair yeni bir yaklaşım oluşturmuş ve bu yeni yaklaşım; performansın odağını sporcunun fiziksel aksiyonlarından zihinsel yapısına kaydırmıştır. Bu yaklaşıma göre, zaman içerisinde sporcu , zihin kontrolünü ve oyunu zihninde oynamayı öğrendiğinde uygun fiziksel hareket süreci başlamaktadır.

Daha sonrasında bu felsefe, sadece sporcuların performansını arttırmak için kullanmaktan çıkıp her alanda kişilerin performanslarını geliştirmek için kullanılmaya başlanmıştır.

Koçluk 90’lı yıllarda sportif anlamını aşarak ABD ve İngiltere’de iş hayatında kullanılmaya başlanmış ve 90’lı yılların sonunda Koçluk artık yeni bir meslek halini almıştır.

Koçluk Nedir? Koçluk, gerek kişilerin gerekse kurumların daha güçlü hedefler belirlemesini, proaktif kararlarla olumlu farklar yaratan girişimlerde bulunmasını, kişisel zenginliklerini ve olası potansiyellerini daha etkin kullanmasını amaçlayan süresi, çalışma prensipleri, sistemi olan bir yol arkadaşlığı sürecidir.

Koç, bu yol arkadaşlığı sürecinde hakim olan, sezgileri ile çözüme odaklanabilen, kişinin başarısına engel olan kritik gedikleri görebilen, gördüğü bu kritik gedikleri aşması konusunda gerekli eylemleri planlayabilen ve değişimleri takip edip süreci izleyen kişiyi tanımlar.

Koç, kişi ve kurumlara gelecekte bulunmak istedikleri yer ile şu an itibariyle bulundukları konum arasındaki boşluğu (kritik gediği) doldurarak, olumlu farklar ve zenginlikler yaratmayı meslek edinen kişidir.

Koçluk, fark ettirme, gelişim, farkındalık ve değişim sürecidir. Doğru iletişim teknikleri ile çözüm odaklı ve "yol gösterici" olmaktır. İnsanların göremediklerini deniz feneri gibi yollarına ışık tutarak görmelerini sağlamaktır. 

Koçluk çalışması ile bireyin olaylara farklı bir pencereden bakabilmesi sağlanmaya çalışılır.

Koçluk danışmanlık değildir. Koçlar öneri yapmaz, kişinin kendi doğrularını bulmaları için bir dıştan bakan göz görevi görürler.

Danışanın içinde kaybolduğu karmaşayı temizleyip olayları daha geniş bir açı ile görmelerini sağlar. Koçluk kişinin bu yolunda onların yollarına ışık tutmaktır.

Koçluk, kişiler tarafından çoğu zaman danışmanlık ve terapi ile karıştırılır. Koçluk terapi değildir. Geçmişle değil, şimdi ve gelecek ile ilgilenir. Bu şekilde ihtiyacı belirleyip ihtiyaca yönelik hedefler belirlenerek yol haritası çizilir.

Yaşam koçu yapmayı düşünmek ile bunu gerçekleştirmek arasındaki boşluğu kapatır. 

“Başarıya giden ilk adım, yapmayı planladığınız şeyin ne olduğunu bilmektir.”